Death Race (2008) inceleme

4 Ekim 2008 Cumartesi


Death Race Türkiye de17 Ekimde vizyona girmesi beklenen film, başka ülkelerde haftalar öncesinden vizyona girmişti.. Fragmanları ile bizleri coşturan, yerimizden hoplatan bir film olacağa benziyordu.. Kimilerimiz çok deli film olucak muhakkak sinemada izlemeliyim desede kimileri de benim gibi önce sinamada izlemeliyim diyip sonra dayanamayıp internetten indirip izlemiş bulundu..

Konu açılmışken korsanın da ne kadar kötü birşey olduğunu hatırlatmakta fayda var sanırım.. Ne demişler ustanın dediğini yap yaptığını yapma.. Ben korsan ürün kullanıp kötü bir yol izliyorum diye seninde yapmana gerek yok.. Sen git paşa paşa sinemada izle, Müzik CD lerini satın al. Dürüst bir insan ol. Hak yeme.. Neyse konudan sapıp, güzelim filmi heba etmeyelim bence..

Daha önceki yazılarımı takip edenler, Wanted filminin incelemesinde, günümüzdeki filmlerden yakınıp durmuştum.. Beklentileri karşılamayan, sürekli birşeyleri taklit edip, yenilikten uzak anlamsız filmlerin yapıldığından yakınıp duruyordum.. Önce wanted beni etkiledi.. Ardından da Death Race..

Tabi insanın aklına bir filmde Jason Statham oynar da güzel olmaz mı? Geldi. Filmde mükemmel bi konu, organizasyon vede oyunculuk var.. Çok emek harcancığı besbelli.. Buna rağmen imdb den 6.7 puan alması açıkcası beni şaşırtmadı.. Daha önce izleyip vay anasınıııı, Harika olmuş dediğim filmlere girip imdb de baktığım zaman düşük oylar aldığını görmüştüm.. Bu olay sürekli olmaya başlayınca (ki öle her filme güzel demem..) imdb nin puanlamasının benim açımdan etkili olmadığını öğrendim..

Film kısa bir intro ile başlıyor.. Bu intro da Death Race'in nasıl doğduğunu ve nasıl olduğundan bahsediliyor.. Ardından klasik bir başlangıç yapılıp bir fabrika işcilerinin, fabrikanın batması üzerine olan küçük bir girizgah yapılıyor.. Kahramanımız Jensen Ames profesyonel bir sürücüdür fakat karısı ve küçük kızı dışında onu seven pek kimse yoktur..

Maskeli bir katilin kahramanımızın evine girer ve karısını öldürür ve Jensen'i bayıltıp suçu onun üzerine yıkar.. Sonuç olarak kahramanımız dünyadan soyutlaşmış bir adada öze bir hapisaneye gönderilir.. Bu hapisaneyi özel yapan sebeplerden birtanesi ise mahkumların özgürlükleri için Death Race (Ölüm Yarışı) 'e katılıp 5 yarış kazanmalarıdır.. 5 yarış kazanıp hayatta kalabilen mahkumlara özgürlük vaadi verilen mahkumlar bu yarışlara katılırlar.. Hapisane müdüresi sexy hanfendimiz de bu görüntüleri satarak parasını kazanır..

4 Birincilik kazanan ve ilgi odağı olan, yaptığı kazalar ve yarışlar yüzünden yüzü tanınamayacak hale gelen Frankenstein lakaplı suçlu son yarışında geçirdiği kaza yüzünden ameliyat masasında can verir.. Hapisane müdüresi de kahramanımızı Frankenstein'ın yerine geçmesini ve reytinglerine reyting katmasını ister.. Faket görünen hiçbirşey gerçek değildi..

Sonuç olarak fast and furious tarzı motor sesleri ve modifiyeler beklemek çok yanlış olur.. Onun yerine bol bol aksiyon ve kan var..

Carmageddon oyununu oynayan ve sevenlerin bu filmide seviceğinden hiç şüphem yok. Sonuç olarak sinemada izlenmesi gereken bir film.. Vizyona girdiği zaman muhakkak gidicem.. Kimbilir belki birkaçkere daha giderim.. Belki sinemada bana denk gelip senin tavsiyenle geldik dersiniz.. Ama filmin sonunda senin yüzünden geldik, ne biçim filmiş bu.. Boşu boşuna para verdirdin bize demiceğinize inanıyorum..

Demezsiniz değil mi??

Film Hakkında Ayrıntı: http://www.tutorialci.net/forum/sinema-diziler/death-race-2008-olum-yarisi-2008.html#291

0 yorum: